İngiliz kadın gezginler 5 13
Kaşif Isabella Bird'ün 'Altın Chersonese ve oraya giden yol' adlı kitabından Perak'ta (Malezya) ilk yürüyüşünün çizimi. Kongre Kütüphanesi / Wikimedia Commons

Son yıllarda bir dizi yayınlar, antolojiler ve belgeseller 19. yüzyıl İngiliz kadın gezgin figürünü yeniden canlandırdı. Ekranda hayatlarının uyarlandığını da görebiliriz. neo-Victoria kurgusal karakterler.

Genel olarak, bu kahramanlar “asi”, “korkusuz”, “hırslı”, “cesur”, “kraliçeler” ve hatta “maceracı” olarak tanımlanır. Onların yaşamları, her nedense bize kadın tarihinin farklı bir versiyonunu göstermek isteyen günümüzün senaristlerine ve sanatçılarına ilham kaynağı oluyor. Birçoğu için hikayeleri ilham verici; diğerleri için neredeyse mantıksız. Viktorya dönemi kadınları çok baskı altında değil miydi?

Genel olarak, bu gezginlerin yazıları, zenginlerin deneyimlerini tasvir etme eğiliminde olsalar da, çeşitli geçmişlere ve sosyal sınıflara sahip kadın yazarların deneyimlerini yansıtır. Bunun nedeni, bu metinlerin mevcudiyeti ve bu kadınların tarih yazımı arşivlerinde ve bizde bıraktıkları izdir.

Onların seyahatlerine ve deneyimlerine ilişkin yorumlarımızın kültürel ve sosyal önyargılardan etkilenebileceğini unutmamak önemlidir, bu nedenle on dokuzuncu yüzyıl kadınları tarafından yazılan seyahat öykülerini okurken biraz mesafe almak gerekir. Eserlerini okuduğumuz zaman, çevresi, kültürü ve tarihi tarafından yadsınamaz bir şekilde koşullanmış “tek” kadının deneyimlerine ve iç dünyasına bakıyoruz.


kendi kendine abone olma grafiği


Victoria Seyahat Yazısı

19. yüzyılda İngiltere, Britanya İmparatorluğu'nun bir parçasıydı. Seyahat sadece zevk için değil, aynı zamanda fetih veya keşif içindi. Sömürge seyahati, İmparatorluğun yayılmasında daha aktif bir rolü olan erkeklere ayrılmıştı - savaşmaları veya yurtdışındaki diplomatik misyonlara katılmaları gerekiyordu.

Ancak İngiliz kadınlarının da bu fetih arzusunda belirleyici bir rol oynadığını unutuyoruz. Sömürge yerleşim yerlerinde İngiliz toplumunu kopyalamaya çalışmak için genellikle kocaları, babaları veya erkek kardeşleriyle seyahat ederlerdi. Orada, oğulları ve kızları, hizmetkarları (varlıklı sınıflar söz konusu olduğunda) ve sosyal etkinlikleriyle çevrili bu çekirdek aileleri yaratacaklardı.

Elbette birçoğu deneyimlerini birinci tekil şahıs ağzından anlatma arzusu da duydu. Bu yazılar büyük ilgi uyandırdı ve sık sık gazete ve dergilerde yayınlandı.

19. yüzyılda gezi yazılarından bahsederken genellikle iki tür metin arasında ayrım yaparız: bir yanda, genellikle sosyo-politik meseleleri ve antropolojik imaları ele alan bilimsel titiz metinler. Öte yandan, belki de anekdot niteliği taşıyan daha hafif ve gözlemsel metinler. Alternatif bir deneyimi yansıttılar ve yaşam tarzını, insanları ve genellikle sıradan konuları ele aldılar.

Keşfedenler ve gözlemleyenler

Tahmin edebileceğimiz gibi, kadın gezginlerin yazılarını ikinci başlık altında sınıflandırmak yaygındı. İçinde Ondokuzuncu Yüzyılın Ünlü Kadın Gezginleri (1882), on dokuzuncu yüzyılın kadın gezginleri üzerine önde gelen antolojilerinden biri olan yazar William HD Adams, iki geniş gezgin kategorisi arasında ayrım yapıyor: kaşifler ve gözlemciler.

Adams'a göre kaşifler, daha önce uygarlık tarafından bilinmeyen bölgelere girerek haritalara yeni topraklar ekliyorlar. Öte yandan gözlemciler, cesur öncüllerinin izinden giderek daha doğru bilgiler toplarlar. Adams'a göre, zamanın kadın gezginleri ikinci kategoriye aitti ve onun gibi büyük keşif isimleriyle kıyaslanamazdı. David Livingstone, Henry Barth, John Franklin or Charles Sturt.

Adams'ın izlenimi, on dokuzuncu yüzyıl kadın gezi yazarlarının çalışmalarını göz ardı etme eğilimini çok iyi gösteriyor. 19. yüzyılın toplumsal cinsiyet ideolojisi, kadını özel alana yerleştirmiş ve kadın ile bilimsel, siyasi veya ekonomik meseleler arasındaki ilişkiyi görmeyi zorlaştırmıştır. Bu şekilde, kadınlar tarafından üretilen her şeyin çocuksu veya ciddi olmayan bir imajı sürdürüldü.

Ayrıca, birçok kadın için “seçkin kültüre” erişimin oldukça sınırlı olduğunu unutmamalıyız. Hepsi temel eğitimden fazlasını alamadılar, bilime olan ilgilerini geliştirmek için zamanları ve kaynakları da yoktu.

Kadın gezginlerin metinlerinin girişlerinde veya özel yazışmalarında, erkeklerin işlerine karışma "cüretleri" nedeniyle alçakgönüllülük veya özür ifade eden ifadeler okumak yaygındır. Birçoğu kadınlığını abartmış ve “sadece” kadın olduklarını okuyucuya hatırlatmaya özen göstermiştir. Tabii ki, bu sadece çağdaşlarının sansürünü önlemek için bir araçtı.

Dikkate değer bir örnek Mary Kingsley keskin bir mizah anlayışıyla mektuplarından birinde kendini şöyle anlatıyordu:

"Ben sadece bir kadınım ve biz, ayrıntılarda ve somut kavramlarda harika olmamıza rağmen, harika olacak kadar iyi bildiğim şeylere, yani soyut şeylere asla bağlılık hissedemiyoruz".

Benzer şekilde, Anna Forbes kendini yazmaya adadığı için eleştirilmemek için kadınlığının arkasına saklanır. Forbes, kitabında kendisini "küçük ve çok kadınsı bir kadın" olarak tanımlıyor. Uzakdoğu Adalarında Yenilmez Pistler (1887), okuyucuya saygın bir kişi olarak statüsünü hatırlatıyor.

Seyahat eden kadın yazarların bir kısmı büyük çaba sarf ederek yurttaşlarının saygısını kazandı. Bunun en iyi bilinen örneklerinden biri, Isabella Kuş, 19. yüzyılın mükemmel kadın gezgini.

Uzun yıllar denedikten sonra 1891'de prestijli Londra Kraliyet Coğrafya Derneği tarafından kabul edilen ilk kadındı. Dürüst ve açıklayıcı yazıları, okuyucuları arasında genellikle çok açık olduğu için şüphe uyandırdı (diğer şeylerin yanı sıra, yazılarındaki cinsel çift anlamlıların sayısı hakkında sıklıkla yorum yapılır).

Bird tek başına seyahat etti, ancak çoğu kez, keşfetmekte olduğu araziyi bilen adamlar olan yerel rehberleri vardı. Bunun daha muhafazakar izleyiciler için neden rahatsız olabileceğini hayal etmek zor değil. Yazmaya ek olarak, Isabella Bird aldı fotoğraflar İran, Japonya, Kore ve Mançurya'da yaptığı seyahatlerde karşılaştığı insanlardan.

Bird, Forbes ve Kingsley, bize sadece bir "kadın seyahat yazarı" olmadığını gösteren birkaç örnek: unutulmaktan kurtarmak istediğimiz (ve yapabildiğimiz) kadar çok kadın var. Umarım popüler kültürde gördüğümüz uyarlamaları ve versiyonları, onların çok gerçek ve dolayısıyla çok olası olan yaşamları hakkında biraz merak duymamıza yardımcı olur.

Konuşma

Yazar hakkında

Victoria Puchal Terol, Valencia Uluslararası Üniversite Profesörü (VIU) Yüksek Lisans Universitario de Léngua Extranjera y Lengua y Literatura Española'daki Özel Uzmanlar Koordinatörü ve Profesörü, Uluslararası Valencia Üniversitesi

Biyo çeviri: Victoria Puchal Terol, Uluslararası Valencia Üniversitesi (VIU), Uluslararası Valencia Üniversitesi Öğretmenleri Yüksek Lisans Derecesinde Yabancı Dil ve İspanyol Dili ve Edebiyatı Uzmanlıklarının Koordinatörü ve Profesörü

Bu makale şu adresten yeniden yayınlandı: Konuşma Creative Commons lisansı altında. Okumak Orijinal makale.